18 Ocak 2017 Çarşamba

Sakıpağa

İlklerin Başlangıcı

Yoğurtçu Hacı Sakıp Bey ve ailesi Arnavutluk kökenlidir. Kendisi 1895 yılında Tuşep, Debre’de, eşi Necmiye hanım 1905 yılında, Gujar köyünde dünyaya gelmiştir. Aileleri ile beraber 1909 yılında Arnavutluk’tan Selanik’e göç etmişler ve hayatlarını kazanmak için büyük mücadeleler vermişlerdir. Sakıp Bey; Selanik’te yol işçiliği, aşçı çıraklığı, aşçı kalfalığı gibi işlerde çalışmış ve bilahare yoğurtçuluğa başlamıştır.

İlk mübadil göçmenlerle birlikte, birçok şeyini geride bırakarak Selanik’ten İzmir’e koşan Sakıp Bey, beraberinde eşi Necmiye Hanım, oğlu ve bir de mesleğini getirmiştir (1923). Anayurda gelen Sakıp Bey ve ailesi o zamanlar 100-120 hanelik; Karadeniz’den, Bosna Hersek’ten ve Arnavutluktan gelen göçmenlerin yaşadığı Bostanlı semtinde iskân etmişlerdi. Bostanlı sakinleri yaşamlarını balıkçılık ve bahçecilikle sürdürürlerken semtin tek yoğurtçusu Sakıp Bey ürettiklerini sırt tablası ile Bostanlı ve bilhassa Karşıyaka’da satıyordu. Geldikleri günden itibaren gece gündüz demeden, bereketi kadar zorluğu da bol olan süt işinde çoluk çocuk, ailece yılmadan çalıştılar.

Karşıyaka Çarşısı'nda dükkan faaliyete geçinceye kadar (01.09.1939) Sakıp Bey, sütü odun ateşinde pişirerek yoğurt haline getirmiş ve sırt tablalarıyla bir mahalleden diğerine gün boyu taşıyarak satmıştı. Bu meşakkatli uğraşta dürüst ve iyiliksever davranışları sonucunda Yoğurtçu Sakıp Bey artık yıllar sonra markalaşacak olan ‘SAKIPAĞA’ adıyla çağrılmaya başlanmıştı.

Sakıpağa için Karşıyaka Çarşısı'nda açtığı dükkan ilklerin başlangıcıydı. İçi sırlı toprak kaselerde başlayan serüvende cam kasede yoğurt üretimi de bir ilkti. 1958 yılından itibaren ilk araçla başlayan yoğurt pazarlaması ve karton kasede yoğurt üretimi ile süren ilkler, Sakıpağa isminin Karşıyaka’dan İzmir’e doğru yol almasını sağladı. Bu yıllarda Sakıpağa adını bir marka yapmayı kafasına koyan oğul Tevfik Bey, her ne olursa olsun kaliteden ödün vermeyen yaklaşım ile varılan noktada, baba adı Sakıpağa’ yı ailesine soyadı olarak almış ve marka tescilini yaptırmıştır.

Örnekköy Günleri

Sakıpağa 1973 yılında hayatını kaybettikten sonra, işi oğlu Tevfik Sakıpağa ve torunları devralmıştır. Tevfik Bey, üç oğluyla birlikte Örnekköy’deki tesisleri faaliyete geçirdiklerinde (1984) büyük bir adım atılmış ve mandıra düzeyinde üretimden, fabrika üretimine adım atılmış, ustalarla mühendislerin kaynaştığı bir ortamda üretim yapılmaya başlanmıştır. Örnekköy tesislerinde geçen on beş yıl boyunca, sürdürülen teknolojik gelişmelerle her geçen gün kapasite artışı sağlanmış ve Ege’ye doğru atılıma başlanmıştır.Üçüncü kuşak Sakıpağa’lar, Örnekköy günlerinde yüklendikleri görev bilinciyle teknolojiyi geliştirirken, tecrübelerini de arttırmışlar ve gerekli kadrolaşmaya da adım adım başlamışlardır.

Daima En İyiyi Üret

‘Ticari hayatın gereği olan karlılık, iyi ürün ile kardeş gibidir ve daima birlikte büyüyüp gelişirler.’ İşte büyüklerinin bu telkinleriyle büyüyen üçüncü kuşak Sakıpağa’lar, Örnekköytecrübelerinden sonra teknolojideki yenilikleri de bünyesinde toplayan, yüksek kapasiteli, çevre ile barışık, en iyinin üretilebileceği Türkelli tesislerini planladılar.Tecrübe ile teknolojinin harman olduğu ‘Sakıpağa Türkelli Tesisleri’nde hedef, tüm çalışanların kendilerini birer Sakıpağa gibi görmeleri ve bu sorumlulukla üretime katılmalarıdır. Böylece ‘En İyiyi Üret’ anlayışı, tepeden en alt noktaya kadar kademe kademe yayılmaktadır. Bugün dördüncü kuşak Sakıpağa’ların da katılımıyla, 1923’ten beri devam eden Sakıpağa markası Türkelli tesislerinde günümüz teknolojisi ve önceki nesillerden gelen iş ahlakı ve gururla üretime devam etmektedir.

Teknoloji

ÜRETİM TEKNOLOJİSİ

İşe ilk başladığımız yıllardan itibaren sürekli gelişmekte olan teknolojiye ayak uydurmakla beraber ürün kalitemiz her geçen yıl artmaya devam etmektedir. Türkelli üretim tesislerine taşınılması ile beraber tamamen hijyenik ortamda, en kaliteli ürünü üretebilmek adına seçilen makine ve ekipmanlar dünya markalarından oluşmaktadır ve bu konuda gerekli tüm fedakarlıklar yapılmıştır. İftiharla ifade edilmesi gereken bir diğer hususta, tüm bu dünya markalarını üretim bölümünde birbirine bağlayan boru hatları ve proses tanklarının tamamının Türk işçiliğinin eseri olmasıdır.

Sakıpağa Türkelli Üretim Tesisinde; süt toplama merkezlerinde soğutularak toplanan seçme sütler, soğuk zincir kırılmadan üretim tesisine ulaştığında tamamen kontrol altındadır. Tesisimize ulaşan sütler, üretim hattımıza aktarılmakta ve ürün haline dönüşünceye kadar el değmeden işlenmektedir. Ürünlerimiz tüketicilerin beğenisine sunulana kadar her birim üzerine düşen titizliği göstererek, HACCP kuralları doğrultusunda çalışmaktadır.

Kalite

KALİTE KONTROL

Tesisimizde ürettiğimiz ürünlerin kalitesi ve tüketicilerimizin memnuniyetini sağlamak bizim için en çok önem arz eden konulardandır. Bu nedenle ürettiğimiz tüm ürünler günlük olarak, bünyemizdeki kimyasal ve mikrobiyolojik laboratuarlarda, gıda mühendislerimiz kontrolünde test edilmektedir. Ürünlerimizin kriterlere uygunluğu kontrol edildikten sonra tüketicilerimizle buluşmak üzere, soğuk hava araçlarıyla dağıtıma çıkmaktadır.

KALİTE BELGELERİMİZ

ISO 9001: Kalite Yönetim Sistemleri

ISO 22000: HACCP Gıda Güvenliği Yönetim Sistemi

TSE (Türk Standartları Uygunluk Belgesi)

Yoğurt Faydaları ve Besin İçeriği

Süt yapısındaki besin maddeleri açısından ideal bir gıda maddesidir. Kendine özgü bileşimiyle beslenmenin bütün faktörlerini dengeli ve yeterli bir biçimde karşılayabilen tek gıda maddesi olan süt , insanın büyümesi ve gelişmesi için en önemli besinlerden biridir.

Yoğurt çocukların büyüyüp gelişmesinde süt gibi etkilidir. Süt içmeyen kişiler bunun yerine yoğurt yiyebilir. Yoğurt standardize edilmiş süte starter kültür karıştırılmasıyla elde edilen fermente bir süt ürünüdür. Yoğurt yapımında kullanılacak sütün kalitesi proses aşamalarında değiştirilemeyeceği için işletmeye alınan sütün yüksek kalitede olması gerekir . İçerdiği besin maddeleri açısından ideal bir gıda maddesi olan yoğurdun biyolojik değeri yüksek ve hazmı kolaydır.

Yoğurt yapımında sütün yağ standardizasyonu ve pastörizasyonu işlemlerinden sonra ürünün kıvamı açısından süt kuru maddesinin arttırılması önemlidir. Sütün kuru maddesinin arttırılması genel olarak evaporasyon (buharlaştırma) işlemi ile yapılır. Evaporasyonda suyun sütten ayrılarak günlük süt kuru maddesinin arttırılması sağlanır. Yoğurt prosesinde koyulaştırılmış süte %3 civarında starter kültür ilavesiyle mayalama işlemi gerçekleşir. Bu işlem sonrası yaklaşık 3 saat 40-45 C de inkübe edilen süt yoğurt haline gelir ve soğutma işlemi sonrası tüketilmeye hazırdır.  

Beslenme profili açısından yoğurt mükemmel bir protein , kalsiyum ve vitamin kaynağıdır. Yoğurtta bulunan protein yüksek biyolojik değeri ve vitamin ile mineral maddelerde yüksek biyoyararlılığı (vücutta absorbsiyon ve kullanımı) nedeniyle vazgeçilmez besin öğeleri arasındadır.

Yoğurdun kalsiyum açısından zengin bir kaynak olduğu bilinmektedir. Özellikle laktoz fermantasyonuna bağlı olarak vücut tarafından kalsiyum emiliminin hızı artış göstermektedir. Bu durum çocuklarda kemik gelişiminde ve yetişkinlerde kemik erimesinin engellenmesinde yoğurdu değerli kılmaktadır. Yoğurdun beslenmenin ötesinde insan sağlığı üzerinde birçok yararları bulunmaktadır.

Yoğurt belirtilen faydalarını sağlayabilmesi için, Gıda Kodeksine uygun olarak ve hiç bir katkı maddesi kullanılmadan üretilmelidir. Bu nedenle güvenilir firmaların ürünlerini tüketmek insan sağlığı ve beslenmesi açısından önemli olmaktadır.  

Ayran 200gr

Ayran Maxi

Ayran 1lt

 Enerji ve Besin Öğeleri

(100g'daki miktar)

 Enerji (kcal/kj) 39/162

 Karbonhidrat (g) 2,6

 Yağ (g) 2,1

 Protein (g) 2,2

 Kalsiyum (mg) 87

Yoğurt bakterileri, su ve tuzdan oluşan Ayran, geleneksel fermente bir süt içeceğidir. Doğal içeriği, kendine has lezzetiyle Ayran, sofralarımızın vazgeçilmezi olarak yerini almaktadır. Yaz, kış her yerde tüketebileceğiniz Ayranın sağlık açısından da çok yararlı özellikleri bulunmaktadır. 

Ayran, yoğurdun tüm besleyici özelliklerini içermektedir. Dolayısıyla yoğurt gibi fermente bir süt ürünü olan ayran; protein, kalsiyum, fosfor, vitamin A, vitamin D, vitamin B2 (riboflavin) , vitamin B1 (tiamin) ve vitamin B12 içeriği bakımından oldukça zengin besin değerine sahiptir.  Tuz ve su içermesinden dolayı vücutta oluşan su ve mineral kaybının dengelenmesi açısından önemli bir gıda maddesidir.

Ürünlerimiz bol taze sütten, en kaliteli hammaddeler ile hiçbir koruyucu katkı maddesi kullanılmadan, hijyenik şartlarda, gıda güvenliği ve kalite yönetim sistemleri uygulanarak özenle üretilmektedir.

Lezzet ustası SAKIPAĞA'dan sağlığınız ve mutluluğunuz için.

Geçmişten günümüze mutfaklarımızın değişmeyen lezzeti olan tereyağı hem kahvaltıda hem de birçok yemek çeşidinde kullanılan ve kullanıldığı yemeğe lezzet katan bir süt ürünüdür.

Sakıpağa tereyağı %100 Pastörize süt kremasından elde edilerek, hiçbir koruyucu katkı maddesi kullanılmadan, hijyenik şartlarda, gıda güvenliği ve kalite yönetim sistemleri uygulanarak özenle üretilmektedir.

Yaz günlerinin vazgeçilmez içeceklerinin başında gelen ayran,  yoğurt bakterileri, su ve tuzdan oluşan geleneksel, fermente bir Türk içeceğidir. Ayran yapımında oluşan aroma bileşikleri, bakteri sayısı, viskozitesi ve bakteri içeriğini etkileyen en önemli etken kullanılan çiğ sütün kalitesi ve kuru madde içeriğidir. Ayranın kendine özgü karakteristik yapısının ve kıvamının elde edilmesinde yine çiğ sütün protein değeri çok önemli olmaktadır. Ayrıca ayran üretiminde kullanılan su da en az içme suyu kalitesinde olmalı, mikrobiyolojik, kimyasal ve fiziksel herhangi bir yabancı madde içermemelidir. Aynı zamanda tuz da gıda kodeksine uygun niteliklerde olmalıdır.

Ayran, yoğurdun tüm besleyici özelliklerini içermektedir. Dolayısıyla yoğurt gibi fermente bir süt ürünü olan ayran protein, kalsiyum, fosfor, vitamin A, vitamin D, vitamin B2 (riboflavin) , vitamin B1 (tiamin) ve vitamin B12 içeriği bakımından oldukça zengin bir besin değerine sahiptir.  Buna ilave olarak tuz ve su içermesinden dolayı vücutta oluşan su ve mineral kaybının dengelenmesi açısından da önemli bir gıda maddesidir.

Sağlık açısından oldukça yararlı bir içecek olan ayran özellikle içeriğinde bulunan yoğurt bakterileri sayesinde sindirim sisteminde etkili olan çok önemli bir içecektir. Bağırsak florasının stabilitesini artırır ve düzenler. Sindirim sistemindeki olumsuzlukların giderilmesine yardımcı olur. Ayran ayrıca vücudun ter yoluyla kaybettiği su ve mineralin yerine konması açısından da büyük önem taşımaktadır. Kalsiyum ve potasyum içermesi nedeniyle özellikle kemik ve dişlerin oluşumuna olumlu etkisi vardır.

Yaz aylarında sıcakların etkisiyle artan nefes sıkışması, baş ağrısı, tansiyon düşmesi gibi belirtilerle ortaya çıkan termal stres’in azaltılmasının da en etkili çözümünün ayran içmek olduğu uzmanlar tarafından söylenmektedir. Yaz aylarında, özellikle sıcaklarla yaşanan su kaybının, vücudumuza olan negatif etkisini bertaraf etmek için her gün bir bardak ayran içmeliyiz.

Son yıllarda özellikle ülkemizde, ayrana yeni lezzetler ve farklı bir aroma vermek, içimini ferahlatmak amacıyla nane, fesleğen gibi bitkiler konulmaktadır. Bu farklı lezzetler sıcak yaz günlerinde ferahlamanın en sağlıklı yollarından biri olarak daha çok talep görmeye başlamış, bir çok restoranın menüsünde yerini alırken, marketlerin raflarını da doldurmaya başlamıştır.

Yeni ve farklı aromaları, kendine has lezzetiyle ayran, daha çok Türk halkına özgü bir içecek olarak bilinmektedir ve maalesef Türkiye’de çok tüketilmesine rağmen yurt dışında çok tanınmamaktadır. Oysaki bu içeceğin lezzetiyle beraber yanında getirdiği yararları diğer ülkelere tanıtılmalı ve ayran tüketiminin artırılması tüm dünyada hedeflenmelidir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder